AUVSI’nin Denver’daki Xponential Konferansı’nın 2. gününde açılış konuşmasında endüstri liderleri büyük rol oynadılar. Dronların dünyayı bildiğimiz şekliyle nasıl tamamen değiştirebileceği hakkında pek çok argüman konuşuldu.
“AI, dijital bağlantı, otomasyon ve akıllı makineler çağı geldi. Merakla izlediğimiz çizgi film Jetgiller’ın yaşam tarzı henüz üzerimize düşmese de, teknolojideki ilerlemeler sadece birkaç yıl içinde yaşamlarımızı büyük ölçüde değiştirdi ”diyor Xponential’da endüstri liderleri.
Sürücüsüz bir arabada kim sorumlu?
Anahtar sözcükler Kuzey Carolina Üniversitesi’nde Doçent Dr. Zeynep Tüfekci ile başladı. Tüfekci’nin açıklamalarında teknoloji ve toplumun kesiştiği yerlerdeki araştırma merkezleri büyük önem taşıdı. Konuşmasına bilgisayar bilimlerinin bir dizi ahlaki çatışmanın ortasında olduğuna, yani demokrasilerin istikrarsızlaştırılmasının sadece bunlardan biri olduğuna işaret ederek başladı. “Geçişler” diyor Tüfekci, “zor olabilir”
“Her şeyin farklılaştığına ve farklılaşacağına inancımızı koruyoruz, ancak sosyal düzenin bu değişimden nasıl etkileneceğini sık sık düşünmüyoruz.” Otonom sistemlerle ilgili büyük bir sorun hesap verebilirliktir. Yeni sistemler gerçekten programlanmıyor, kendilerini programlıyor ve verilerle besledikten sonra kendi başlarına öğreniyorlar. Tufekci, “Bu bizim için onlara ışık tutmuyor” diyor. “Bu, hesap verebilirliği gerçekten karmaşık hale getiriyor… Hesap verebilirlik ve güvenlik konusunda yeni düşünme biçimlerimiz olmalı.” diye de ekliyor Zeynek Tüfekçi.
Tufekci, sürücüsüz araçların kesinlikle güvenliği geliştireceğine işaret ediyor, “İnsan sürücülerinden daha az güvenli nasıl olabilirsiniz?” diye gülüyor – ama toplumun göz önünde bulundurması gereken yeni konuları ortaya çıkaran önemli örnekler olacak. Otonom sistemlerin avantajlarından yararlanamayacağımız konulara dikkat etmeliyiz, güvenlik buradaki en önemli ölçüdür diyor.
Otonom sistemlerle hayat kurtarmak
Sırada, UPS Vakfı Başkanı olan Eduardo Martinez vardı. Martinez, otonom sistemlerin hayat kurtarmsıyla ilgili tartışmaları aydınlattı.
Geçen yıl, Martinez, UPS’in 26’dan fazla felakete karşılık verdiğini söyledi. Kararlı bir tedarik zincirinin sürdürülmesi yaşamları kurtarmak için kritik öneme sahip olduğunu işaret ediyor. Otonom sistemler, “Çaresiz şartlarda insanlara ulaşmak için son kilometreler genellikle en zor olanıdır” diyor Martinez. “Dronların en kullanışlı olduğu yerler de burası.” UPS, MA tabanlı drone şirketi CyPhy Works ile Amerikan Kızıl Haçı gibi şirketler ile kamu ve özel ortaklıklar kurdu. Harvey Kasırgası sırasında başlatılan ortaklık, felakete maruz kalan bölgeleri başarıyla araştırdı.
O zamandan beri UPS, Ruanda çocuklarına aşı sağlamak için drone teslimat öncüleri Zipline ve aşılama sağlayıcıları Gavi ile ortaklık kurdu. UPS ve Zipline’ın teknolojisi ve Gavi’nin dağıtım ağı ve tıbbi uzmanlığı ile derin bir lojistik anlayışının birleşimi, çarpıcı derecede başarılı ve ilham verici bir sistem yarattı. Program halihazırda binlerce hayat kurtardı. Bu yıl UPS Vakfı tüm Ruanda nüfusuna ulaşmak için programı genişleterek programı diğer ülkelere getirmeyi umuyor.
Sabah oturumunun son konuşmacısı Lockheed Martin’de Kıdemli Başkan VP Kurumsal Stratejisi idi. Hill, özerk sistemlerle işbirliği içinde, kurtarma operasyonlarını ve insanlar tarafından gerçekleştirilen diğer hayat kurtarıcı uygulamaları anlattı.
Hill’in otonom sistemler vizyonu, performansı optimize etmek ve iyileştirmek için insan operatörleri ile toplam işbirliği ve işbirliğinden biridir. “İnsanlar bu sistemlere güvenmeyi öğreniyor” diyor. “Bu sistemlerin kapasitesi arttıkça, insanların daha fazlasını yapmasını sağlayacaklar.”
Lockheed insansız hava araçlarının, yangın alarmı gibi durumlarda drone teknolojisinin bir yangının süresini kısaltabildiği ve 24 saat yangınla mücadele ederek somut ve ölçülebilir iyileştirmeler yapabileceğine inanıyor. “Riskleri azaltabilirsiniz, maliyetleri düşürebilirsiniz – ama en önemlisi, hayat kurtarabilirsiniz” diyor Hill.